sancak yine salınsın

o burçta

devir putlarını çağın

bir vuruşta

yaman ol yine yaman

-dileyene kadar aman-

hesap soruşta. (S.M. Aydınlık Savaşçıları'ndan)

16 Kasım 2011 Çarşamba

CARİ AÇIĞA TOSLAYAN AKP İKTİSADI

Üstad Necip Fazıl’ın müthiş bir aplikasyonu var, bir kavram: Felix Culpa…

“Lâtinlerin bir tâbiri var: (Feliks Kulpa)... “Mes’ud cinayet” demek, kutlu hatâ, mübarek cürüm... Hem mes’ud hem cinayet?.. Nasıl şey bu? Harikulade bir Avrupalı buluşu bu... Avrupalı yutmaz dedim, sahtelikleri... Bazı ıslahat, bazı teşebbüsler, bazı inkılâplar, şunlar bunlar vardır ki, dışından mes’ud eser hissini verir; halbuki içi hatadır. Bu cins şeylere Lâtin, (Feliks Kulpa) diyor.”

İşte, AKP iktidarı altında yaşanan 9 yıllık iktisadi rahatlık da tam bu soydan…

Az çok takip edenler biliyor, AKP şimdi cari açığa çare bulmak için ne yapacağını şaşırdı. Son zamları da bu cari açığı kapatmak- azaltmak için yaptıklarını itiraf ettiler…

Ne demek cari açık?

Kısacası, “borç” demek…

AKP iktidarı döneminde borç yiyip borç içerek bir müddet idare ettik.

Ve şimdi o borçlar o kadar arttı, dağları aştı ki, AKP’yi de telâş aldı.

Mutlu Cürüm nasıl işlendi?

Cumhuriyet tarihindeki borcu katlayarak nasıl bu günlere geldik?

Öyle ya, AKP iktidara geldiğinde borcumuz 1 iken, yani 80 senede 1 lira borçlanmışsak, AKP iktidarındaki 8 senede bir o kadar daha borçlandık, borcumuz oldu 2… Siz bu “2”yi, yüz milyarlarca dolar olarak anlayın…

AKP borçlanırken, saadet devri şöyle işledi:

İçeride satılacak ne varsa satıp yediler… Özelleştirme denen şey buydu. Babalar gibi sattılar. Suriye sınırını, “mayınları temizleteceğiz” ayağına Yahudi’ye peşkeş çekmeye kadar gitti bu iş.

Vergiler arttıkça arttı. İşte şimdi itiraf ediyorlar ki, deprem vergilerini dahi başka yerlere harcadılar. Harcadıkça harcadılar…

Dolaylı vergiler denilen kalem, yani Prof. Osman Altuğ Hoca’nın tabiriyle “namert vergisi”ne yüklendikçe yüklendiler.

Devlet normal işçi-memur alımı yapmak yerine, hizmetleri taşeron üzerinden almaya başladı.

Çin’den yapılan ithalatla piyasa ucuz mallarla doldu.

Bankaların verdiği krediler, sanki hiç ödenmeyecek gibi herkesin cebine giren kredi kartları…

Ve en önemlisi de dünyada dolaşımda olan doların, “sıcak para”nın gidecek yer araması; bu çerçevede de Türkiye’deki yüksek faiz ve kur farkı (girdiğinde çıktığından daha ucuz) saikiyle, AKP’nin, milletin bu spekülatörler tarafından soyulmasına göz yumması…

Şimdi ne oldu da cari açığa tosladık?

Satacak bir şey kalmadı.

Alınan vergiler yetmez oldu.

Dünyada Amerika açısından işler ters gitmeye başlayıp emperyalizm krize sürüklenince, sıcak para da daha güvenli limanlar aramaya başladı.

Emperyalizmin düştüğü kriz neticesi mal ihraç etmede sıkıntı; ihracat kalemlerini emperyalizme hizmet üretmek, emperyal sistemin parçası olmak üzere kuran anlayışın iflası…

Nihayetinde, borçları ödememiz tehlikeye girdi.

Ziraatı öldürerek, üretim yerine tüketimle büyümeyi -sağlıklı büyüme değil, semirme- teşvik ederek, bir takım dalaverelerle, Ali’nin külahını Veli’ye, Veli’ninkini Ali’ye giydirerek günü geçirmeye çalışmanın olup olacağı buydu.

İşte bundan dolayıdır ki, AKP’nin iktisadi politikası Feliks Kulpa’dan ibarettir.

Tefeciye borçlanan adamın akıbeti neyse, AKP borçlanmasının sonu da o…

DERGİMİZ NET 1. SAYI (1 KASIM 2011)
www.dergimiz.net

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder