sancak yine salınsın

o burçta

devir putlarını çağın

bir vuruşta

yaman ol yine yaman

-dileyene kadar aman-

hesap soruşta. (S.M. Aydınlık Savaşçıları'ndan)

30 Kasım 2011 Çarşamba

YENİ AKİT GAZETESİ'NİN AVUKAT YILDIRIM DOĞAN'LA YAPTIĞI RÖPORTAJ VESİLESİYLE

Şimdi...

Akit’in internet sitesi bölümünde olmayıp da gazete baskısında olan, meselenin bam teli, Sayın Yıldırım diyor ki:

"Soruşturması ve davası süren Ergenekon yapılanmasından çok daha büyük bir yapılanma var aslında. Bu henüz tam olarak idrak edilebilmiş değil. Soldan sğa doğru hilâl gibi dizilen gizli bir ittifak. Bu ittifak soldan sağa doğru yayılarak her iki grubu da kontrol eden gizli bir yapılanma."

Yıldırım'ın bu minval üzere devam eden ifadeleri karşısında muhabir araya giriveriyor ve "Tamam asıl konumuza dönelim!” diyerek aslında konuyu asıl mecraından saptırıyor. Zira Yıldırım, orada kimi parti başkanlarının bu işin içinde olduğundan bahsediyor. Amerika’nın yönlendirdiği, Amerika ile işbirliği içinde olanlardan bahsediyor. Asıl gladyo bu zaten, kim kendi zamanında Amerika ile işbirliği yapıyor, gizli ilişkilere giriyorsa, Gladyo onunla yürütüyor kendini.

Kim Telegram silahını elinde tutuyor, kullanıyor, kullandırıyor, kullanılmasına müsaade ediyor veya ses çıkarmıyorsa, Gladyo o zaten. Telegram ve işkence; işkenceciler... "Tek tek gebertilmesi muradım olan işkenceciler!" dediği..

Gladyo, AKP...

Pavı'la 2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşma yapanlar.

BOP Eşbaşkanı Gladyo...

Asıl üzerine gidilmesi gereken bunlar. Bunlar deşifre edilmeden, büyük oyun deşifre edilmeden, küçük oyunda, kendilerinin oynattığı cambaza bak sirkinde palyaço ederler adamı.

K'nın vermiş olduğu "odaklanma" misaline atfen ifade edelim ki, ne sallarlarsa sallasınlar, Haçlı Yahudi canavarlığı ve işbirlikçileri hedefinden gözümüzü ayıramayacaklar. O hedef, onların politikalarının taşeronu, onları yürüten AKP’den başkası değil. Ve biz o hedefin üzerine gittikçe, bizi o hedeften saptırmaya dair salladıkları şeyler daha da artacak. Sallasınlar sallayabildikleri kadar, tersinden veya düzünden, provokasyonlar da bize yarar, kandırma hamleleri de gıdamız olur Allah'ın izniyle.

Ergenekon denilen, sahte kutuplaşmanın bahanesi yaptıkları, günah keçisi haline getirdikleri yapılanma üzerinden emperyalizmin kendini yenilemesi ve AKP'ye meşruiyet sağlama teşebbüsü karşısında, Anadolu toprakları üzerindeki asıl gladyonun demokrasi oyunu ile iktidara taşıdıkları Ilımlı İslam, Allahsız İslâmcılık olduğu...

"Mirzabeyoğlu'na Özgürlük" derken, "Ergenekon avukatı Çetinbaş!" ibaresini ağızlara sakız yapmanın, "bak, sen de Ergenekon'a karşısın, Mirzabeyoğlu'na ceza veren de Ergenekon'un avukatı zaten!" demenin, Ergenekon sahte kutuplaşması ile meşruiyet arayanlara, Allahsız İslamcılara, dolayısıyla da Haçlı Yahudi keferesine "sığınmak" manasına geldiği...

İşbirlikçilik ve teslimiyet demek oluşu... "Ergenekon'a karşı birlikte mücadele edelim!" teklifi mündemiç bir ifade...

Oysa, Çetinbaş'ın tek başına ceza veren olmasının kendi başına bir hukuksuzluk ve aleyhinde yeter delil olması gerektiği. Bu, "Ergenekon avukatı" vurgulamasının, fazladan olduğu, bunun da ya iş bilmezlikten, veya başka sebeplerden kullanımında ısrar edildiği...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder